İnsülin Direnci Şişmanlatıyor !
İnsülin direnci probleminiz varsa bu sizin zamanla başka bazı sağlık sorunları yaşayabileceğiniz anlamına da gelebiliyor. Bu sorunların başında kilo almanın kolaylaşması ve obezite riskinin artması geliyor. Özellikle bel ve karın bölgesinde yerleşen kiloların neredeyse tamamı insülin direncinden kaynaklanıyor.
Eğer insülin direncine yakalanmışsanız “su içsem yarıyor” demekte de haklısınız. Bu direnç kilo almanızı kolaylaştırıyor, çoğu kişi bu direnç nedeniyle hak ettiğinden fazla yağlanıyor. Ayrıca yağlanmanın kolay olması, kiloların hızla yerleşmesi de önemli bir problem haline geliyor. Yetmedi! Bu direnç aynı zamanda kilo vermeyi de zorlaştırıyor. Ne kadar dikkat ederseniz edin kilolarınızdan kurtulmanız güç oluyor. Daha da önemlisi onca zahmete katlanıp verdiğiniz kilolar kısa bir süre sonra fazlasıyla geri dönüyor. Özetle bazılarının yaşadığı kilo gel-git'lerinin çoğunun arka planında fark edilmemiş bir insülin direnci problemi var…
KALBE İYİ GELMİYOR, TANSİYONU YÜKSELTİYOR
İnsülin direncine eşlik eden sağlık sorunlarından biri de kan yağlarındaki dengesizlik. Bu kişilerde –özellikle göbek büyüyüp bel genişlediğinde- iyi kolesterol HDL seviyeleri azalıyor, çoğu zaman 40, hatta 35 mg'ın altında bulunuyor. Ayrıca trigliserid yüksekliği de sık görülen bir problem. Trigliserid yüksekliği belirginleştikçe HDL’nin azalması derinleşiyor. Bu tehlikeli ikiliye zaman zaman kötü kolesterol LDL’nin artışı da eşlik ediyor.
Eğer insülin direnci probleminiz varsa hipertansiyon bakımından da risk altındasınız. Kilo alımı artıp yağlanma belirginleştikçe tansiyonunuz yükselmeye başlıyor. Tansiyon yüksekliği bazen ilk işaret de olabiliyor. Göbeklenme, kan şekeri oynamaları, ürik asit yükselmeleri vs. daha sonra ortaya çıkıyor.
ŞEKER HASTALIĞI KAPIDA BEKLİYOR
İnsülin direnci sorunu ilerledikçe önce gizli şeker, sonra açık diyabet problemi baş gösteriyor. Direncin erken dönemlerinde açlık şekerinden ziyade tokluk şekeri değişimleri başlıyor. Zaman zaman tokluk şekerinde hipoglisemi ile ilgili düşmeler de olabiliyor. Ama bir süre sonra tokluk şekeri sürekli olarak yükselmeye yüksek kalmaya başlıyor. Bu dönem artık “gizli şeker” safhasıdır. Açlık şekerinin 90 mg, açlık insülininin 8-10 üniteden, yemeklerden iki saat sonraki kan şekerinin 120 mg, tokluk insülininin 30 mg.dan yüksek olması manidar sayılıyor. Eğer duruma müdahale edilmez sorunun çözümlenmesi yönünde adımlar atılmazsa açlık şekerinde yükselmeye, şeker hastalığı vücuda yerleşmeye başlıyor.
KARACİĞER YAĞLANIYOR
Direnç sorunu yaşayanların önemli bir kısmında karaciğer de yağlanıyor. Öyle ki yağlanma nedeniyle karaciğer enzimleri de (SGOT, SGPT, GGT) yükselmeye karaciğer yorgunluğu devreye girmeye başlıyor. Bu tabloya ürik asit seviyelerinin giderek artması, zamanla gut hastalığına giden değişimlerin başlaması da eşlik edebiliyor.
Bu problemlerden hangisinin ne zaman ve ne yoğunlukta devreye gireceği muhtemelen o kişinin genetik yapısıyla, yaşıyla, mevcut diğer hastalıkları ve hayat tarzıyla ilgili. Neticede bu “tehlikeli beşli” kalp damar hastalığına, felç riskinde artmaya ve bazı kanserlerde risk artışına sebep oluyor. Bu nedenle İnsülin Direnci sorununa “mahşerin 4 –veya 5- atlısı” diyenler bile var! Kısacası insülin direnciniz var ve siz bunu çözme yolunda hiçbir adım atmıyorsanız siz de bir şeker hastası, hipertansiyon adayı olabilirsiniz. Gutunuzun, karaciğer yağlanmanızın ortaya çıkması hiç şaşırtıcı olmaz. Sağlık hikâyenize kalp damar hastalığı ve genel damar sertliği problemi ile bazı kanserlerin eklenmesi ihtimali yüksek demektir. İnsülin direnci probleminin üzerinde bu kadar durmamızın nedenini galiba anlamış olmalısınız.
ÇÖZÜM NE?
Problemin çözümü hayat tarzınızı değiştirmenizle yakından ilişkili. Eğer genetik mirasınızda böyle bir “şanssızlık” var ve siz bu mirasa bir an önce kavuşmak istiyorsanız mümkün olduğu kadar erken yaşlarda yüksek glisemik yükü olan bir beslenme planı oluşturmalı ve bu yanlışı ısrarla sürdürmelisiniz! Bunu başarmak için de şekerli, unlu, nişastalı, yüksek kalorili yiyecekleri fazla yemeniz, şeker bombası içecekleri elinizden düşürmemeniz gerekiyor. Ayrıca çok fazla yemek yerseniz, öğün atlarsanız, hızlı yerseniz, gün boyu aç gezip bir oturmada birkaç tabak makarnayı, pilavı silip süpürürseniz şansınızı daha da arttırabilirsiniz! Fast food alışkanlığına kapılan, kola, gazoz bağımlısı haline gelen on yaşındaki çocukların bile önce insülin direncine, sonra da eskiden elli yaş sonrasında görülen şeker hastalığına yakalanmalarının nedeni bu yanlışlardır.
HAREKET EDİN
Eğer genetik mirasınızdaki insülin direncine daha da çabuk kavuşmak istiyorsanız sakın hareket etmeyin, yerinizden bile kımıldamayın! Arabanızdan inmeyin, merdiven kullanmayın. Çünkü aktiviteniz azaldıkça direnç olasılığınız artacaktır. Yürümeyen, işinden, evinden çıkıp dolaşmayan, yani kaslarını kullanmayanlarda insülin direncine yakalanma ihtimali fazladır.
Prof.Dr. Osman MÜFTÜOĞLU
Haberler