Antioksidanların Görevleri
ANTİOKSİDANLAR;
Sürekli duyarız antioksidan kelimesini, ama çoğumuz bilmez nedir bu antioksidanlar?Ya da bildiğimiz de sadece antioksidanların iyi bir şey olduğudur.
Antioksidan kullanmaya gerek var mı sorusunun cevabı hiç tereddütsüz EVET‘tir.
Aldığınız her nefeste hücrelere zarar veren kontrol edilemeyen oksidanlar olan serbest radikalleri üretirsiniz.Yaşlandıkça, vücudunuz bu yıkıcı molekülleri kontrol edebilmek için daha az doğal antioksidan üretir.Bunlar biriktikçe, sağlık kötüleşir ve yaşlanma hızlanır.Kırışıklıklardan ciddi dejeneratif hastalıklara kadar sizi herşeye karşı daha dayanıksız halde bırakır.
Gıdalardan antioksidan elde etmemize rağmen birçok insanın antioksidan ihtiyacı bir diyetin tek başına sağlayacağından çok daha fazladır.Örneğin sigara içenler sigara içmeyenlere oranla aynı antioksidan kan seviyesini elde etmek için iki ya da üç katı daha fazla C vitaminine ihtiyaç duyarlar.Serbest radikalleri artıracak diğer faktörler ise :
Hava kirliliği
kronik hastalık
pasif içicilik
diyetsel kanserojenler(yüksek ısılarda kızartılan ya da kömürde ızgara yapılmış, nitritli ve tuzlanmış gıdalar)
bir hastalıktan ırsi olarak daha fazla etkilenme
enfeksiyon
kuvvetli egzersiz
menopoz
zihinsel stres
güneşe maruz kalma
X ışınları
Bunlara ek olarak herzaman yediğiniz yiyeceklerin sadece türü değil, yiyeceklerin nasıl hazırlandığıdır.
Örneğin pişirilmiş havuçlar, çiğ olanlara oranla daha fazla beta karoten sağlar.Serbest radikallere karşı en iyi savunmanız antioksidanları tanımak ve gerek diyetinizde gerekse destek şeklinde bunların etkinliğini ne şekilde en üst seviyeye çıkartabileceğinizi bilmektir.
Antioksidanlar Ne Yapar?
- Yaşlanma sürecini geciktirir
- Kolesterol seviyelerini düşürür
- Ateroskleroz riskini azaltır
- Kalp rahatsızlığı ve felce karşı korumaya yardım eder
- Her çeşit kanser riskini azaltır
- Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olur
- Tümorlerin büyümesini durdurmaya yardım eder.
- Vücuttaki kanserojenleri detoksifike etmeye yardım eder.
- Görüş kaybna neden olan maküler dejenerasyondan korur.
- Vücudu sigara içmenin verdiği zararlara karşı savunur.
- Kronik tıkayıcı akciğer hastalıklarına (CPOD) astım, bronşit ve anfizeme karşı korumaya yardımcı olur.
- Çevresel kirliliğe karşı koruma sağlar.
FİTOKİMYASALLAR
Bitkilerde bulunan doğal kimyasal maddeler olan fitokimyasallar; meyve, sebze, tahıl ve baklagillere rengini tadını ve hastalıklara karşı koruma gücünü veren sağlık destekleyici besinlerdir.(kimi zaman fitobesinler olarakta nitelendirilirler.)Bitkinin bağışıklık sistemini oluştururlar.Kuvvetli antioksidanlardır ve kalp rahatsızlığı, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, osteoporoz, akciğer hastalıkları ve kanser gibi hastalıklara karşı koruyucu bir etki gösterdikleri görülmüştür.
KAROTENOİDLER
Karotenoidler antioksidanlar olarak etki eden kuvvetli fitokimyasallardır ve güçlü kanser önleyici özellikleri vardır.Turuncu, sarı, kırmızı ve yeşil meyveler ve sebzelerde bulunan yağda çözünebilir pigmentlerdir ve bunlar vücudu güneşin ultraviyole ışınlarına ve diğer çevresel kanserojenlere karşı korur.Tehlikeli serbest radikallerin oluşmasını önler.
Şu anda bilinen mevcut 600 karotenoid vardır ve yaklaşık 50 tanesi yenebilir meyve ve sebzelerde bulunurlar.21.yüzyıl için antioksidan yıldızları olarak ilgi çekenler alfa-karoten, kriptoksantin, likopen, lutein ve zeaksantindir.
ALFA-KAROTEN
Vücut ihtiyaç duydukça A vitaminine dönüştürür, alfa karotenin hayvanlardaki tümörü kesin olarak azalttığı görülmüştür ve cilt, göz, karaciğer dokularını serbest radikallerin zararına karşı korumada beta-karotenden onkat daha güçlü olduğu bulunmuştur.
En iyi gıda kaynakları pişirilmiş havuç ve balkabağıdır.Besin desteği şeklinde alfa-karoten tek olarak satılır.Fakat ayrıca karışık karotenoid ve antioksidan formüllerinde de bulunmaktadır.
BETA KAROTEN
Vücut ihtiyaç duydukça A vitaminine dönüştürür, geri kalanı ise antioksidan olarak etki gösterir.Yapılan çalışmalar, beta karotenin serbest radikallerin oluşumunu engelleyerek kanseri önleyici bir rol oynadığını göstermiştir.Ek olarak, bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini, ateroskleroz, kalp krizi ve felç riskini azalttığı ayrıca kataraktların oluşumuna karşı koruma sağladığı da ortaya konmuştur.
En iyi gıda kaynakları : Kayısı, tatlı patates, brokoli(buharda pişirilmişse daha iyi) misk kavunu, balkabağı, havuç, mango, şeftali ve ıspanak gibi parlak renkli meyve ve sebzelerde bulunur.Besin desteği olarakta satılır, fakat beta karoten, karışık karotenoid formülleri ve bunun yanı sıra birçok multivitamin ve antioksidan formüllerinde de yer almaktadır.Beta karoten iki şekilde mevcuttur.Tamamen ya da 9 cis-beta-karoten. 9-cis biçimi vücut tarafından daha iyi emilebilir.
ÖNEMLİ : Hipotiroid hastalığı olanların almaması daha doğru olur.Çünkü vücut alfa ya da beta karotenleri A vitaminlerine dönüştüremez.
KRİPTOKSANTİN
Vücut ihtiyaç duyduğunda A vitaminine dönüştürebilir.Servikal kanserli kadınlarla kanser olmayan kadınlar arasında kandaki karotenoid düzeylerini karşılaştıran çalışmalar, hasta olmayan kadınların önemli oranda yüksek kriptoksantin düzeylerine sahip olduğunu göstermiştir ve kriptoksantinin bu kanser türüne karşı koruyucu olduğunu düşünmüştür.Kriptoksantin, sigara tarafından tüketilebilir.Bilim adamları, tütün çiğneyen ya da sigara içen erkeklerle tütün kullanmayan erkeklerin kanlarındaki E vitamini ve karotenoid düzeylerini karşılaştırdığında, tütün kullanıcılarında kritoksantin düzeyleri çok düşük bulunmuştur.
En iyi gıda kaynakları : Sağlıklı, ağız tadı veren bir kriptoksantin servisi için şeftali, papaya, mandalin,a ve portakalı günlük olarak tüketin.Kriptoksantin, karışık karotenoid formüllerine dahil edilir.Günlük olarak önerilen doz, 3-6 mg.dır.
LİKOPEN
Provitamin A faaliyetine sahip olmayan bir karotenoiddir.(bunun anlamı, vücut ihtiyaç duydukça A vitaminine dönüşmesidir.) ve betakarotene oranla belirgin olarak daha fazla antioksidan kapasitesi vardır.Likopen, domates, karpuz, kırmızı greyfurt ve diğer meyve ve sebzelere kırmızı rengi veren maddedir.Birok çeşit kanser hücresini engellediği görülmüştür.Aslında pizza yiyen erkeklerin likopen yönünden zengin domates sosunun bulunması nedeniyle, prostat kanseri riskini daha az taşıdıkları bulunmuştur.
Ayrıca güneşin ultraviyole ışınlarına maruz kalma ve tütün içimi kanserojenlere maruz kalma likopenin koruyucu olduğunu göstermiştir.Yeni araştırmalar, kalp hastalığının önlenmesine de yardımcı olduğunu göstermiştir.
En iyi gıda kaynakları : Likopenin kan seviyeleri yaşlandıkça azalır.Ayrıca, likopen yağda çözünebilir bir pigmenttir.Isıtılmadıkça ve az miktarda zeytinyağı gibi bir yağ ile birleştirilmedikçe vücut tarafından yeteri derecede emilmez.Bu nedenle pişirilmiş domates sosu düz domatese oranla bu karotenoidden daha fazla sağlar.Bu nedenle eğer elli yaşın üzerindeyseniz ve domates ürünleri yemiyorsanız, günlük olarak yemeklerle beraber 6-10 mg,lik bir tablet alabilirsiniz.
LUTEİN
Vücutta A vitaminine dönüşmeyen başka bir karotenoiddir ancak çok etkileyici bir antioksidandır.Özellikleri gözleri korumada yardımcı olan luteinin zararlı ultraviyole ışınları nedeniyle oluşan serbest radikalleri temizlediği ve altmış beş yaş ve üzeri kişilerde en yaygın körlük nedeni olan maküler dejenerasyonu geciktirdiği bulunmuştur.
En iyi kaynakları : Lutein ıspanak ve yeşil gıdalarda boldur.Bu nedenle eğer günlük olarak bunlardan bolca yersenizmuhtemelen ayrıca desteğe ihtiyaç duymazsınız.Fakat bu özel sebzelerin hayranı değilseniz, luteinli ürünler ve kompleks tabletler şeklinde bulabilirsiniz.eğer ayrı olarak alınacaksa, günde bir kere yemekle beraber olmak üzere 6-20 mg lik bir tablet alabilirsiniz.Yağ emilimini azaltan ilaçlar ya da besin destekleri (orlistat ya da chitosan gibi) vücudun lutein kullanma yeteneğini azaltabilir.Lutein kullanacağınız zaman bir doktora danışın.Ayrıca kadife çiçeğine alerjiniz varsa lutein desteklerinden uzak durun.
ZEAKSANTİN
Bu karotenoidde tıpkı lutein gibi, gözü makuler dejenerasyona neden olan serbest radikal hasarından korur.(İnce görüşten sorumlu, retina üzerinde minik bir çukur olan makülerde hasar, buğulu görüntüye neden olabilir ve sonuçta görüş kaybına yol açabilir.Ameliyat bu süreci yavaşlatmasına rağmen, maküler dejenerasyon için bir tedavi yoktur.Bu nedenle önleme çok önemlidir.)
Zeaksantin ayrıca serbest radikalleri temizleyerek ve tümörlü hücrelerin büyümesini azaltarak çeşitli biçimlerdeki kanserlere karşı korumada yardımcı olabilir.
En iyi gıda kaynakları : Zeaksantin; su teresi, pazı, hindiba yaprakları, pancar, ıspanak ve bamyada önemli oranlarda bulunur.Eğer diyetiniz bu yeşillikleri sık sık içermiyorsa günlük olarak yemeklerle birlikte alınan iyi bir karotenoid ya da antioksidan desteği ile 30-130 mg lık zeaksantin karışımı elinizin altında olmalıdır.
FLAVANOİDLER
Bu antioksdian fitokimyasallar sebze, meyve, tahıl, yaprak ve kabukların suda çözünebilen renklerini oluşturur.(Biyolojik olarak aktif antioksidan flavanoidler, bioflavanoidlerdir.)Flavanoidlerin birçok çeşidi vardır ve farklı bitkiler bunların çeşitli konsantrasyonlarını içerir.Aslında çalışmalar, bazı flavanoidlerin E ve C vitaminlerine oranla 50 kat daha fazla antioksidan aktivitesine sahip olduklarını göstermiştir ve kırmızı üzümdekiler insanın LDL kolesterolünün oksitlenmesini engellemede E vitamininden 1000 kat daha güçlüdür.Sağlığınız için pekçok şey yapabilecek olan flavanoidler içinden aşağıda verilenler en azından bilgilenmeniz gereken flavanoidlerdir.
X Kateşinler
Polifenol-flavanoid ailesinin bu üyelerinin, hayatı tehdit edici enfeksiyonlara neden olabilen antibiyotik dirençli Stafilokok bakterisinin büyümesini engelledikleri bulunmuştur, ayrıca yüksek kolesterollü bir diyet sürüdrenlerin normal kolesterol düzeylerini korumaya ve diş çürümesi ile dişeti hastalığını önlemeye yardım eder.Ayrıca mide ve akciğer kanseri oranını düşürmede, DNA hasarını önlemede ve damar sertliğinin başlangıcını geciktirmede yardımcı olduğu konusunda kuvvetli deliller vardır.
En iyi kaynakları : Kateşinler yeşil çayda kuvvetli miktarda bulunur.Ayrıca, üzüm üzüm suyu ve bunlardan yapılan şaraplarda da bulunur.Kateşinlerin aşırı tüketimi zehirli olabilir.Bununla birlikte günlük olarak bir ya da iki bardak yeşil çayın bir iki bardağı hem güvenli hem de faydalıdır.
ÖNEMLİ : Hamile ya da emziren kadınlar ya da kalp ritmsizliği olan herhangi biri günlük iki bardaktan fazla yeşil çay içmemelidir.
X Resveratrol
Polifenol-flavanoid ailesinin bir başka önemli üyesidir.Çalışmalar kan pıhtılarının ve LDL nin oluşmasını engelleyerek kalp krizini ve felç riskini azalttığını göstermiştir.
Ayrıca kanser hücrelerinin oluşumunun bloke edilmesine yardımcı olduğu ve habis hücreleri tekrardan normale döndürmeye yetenekli olduğu bulunmuştur.
En iyi kaynakları : Resveratrol, üzümlerin kabuk ve çekirdeklerinde bulunan bir bileşendir.Kateşin ve antosiyanidin ile beraber kırmızı üzümlerdeki mor renkten sorumlu antioksidandır.
Fransızlar, aşırı yüksek yağlı ve yüksek kolesterollü gıdalar yemesine rağmen dünya genelinde en düşük kalp krizi oranlarından birine sahiptir.Araştırmacılar bunun nedeninin yemeklerle birlikte içilen kırmızı şarap olduğuna inanmaktadır.
Kırmızı üzüm suyu daha az miktarlarda da olsa resveratrol içerir.
X Proantosiyadinler
Bu flavanoidler güçlü vasküler koruyuculardır ve vücudun birçok kolajen proteinini bağlamada ve kuvvetlendirmede dikkate değer bir yeteneği vardır.
Özellikle yumuşak dokular, tendonlar, bağlar ve kemiklerde.Bu nedenle bütün bezlerde ve organlarda iyi bir dolaşım sağlarlar.Çürüme, varisli damarlar ve hemeroit gibi kırılgan kılcal damarlar için tedavi edici ve osteoporozun önlenmesinde belirgin bir yardım sunar.Ek olarak atletler ve fitness meraklıları için faydalı olabilir, suda çözünebilirler ve bu yüzden ağır egzersiz nedeniyle doku sıvılarında oluşan serbest radikalleri etkisiz duruma getirmede yeteneklidir.
En iyi kaynakları : PCO lar ya da OPC ler esasen üzüm çekirdeği ve çam kabuğundan elde edilir.Beyin ve sinir dokusunu oksitlenmeden korumaya yardım etmek için kan-beyin bariyerini geçen birkaç antioksidandan biri olan Pycnogenol çam kabuğundan flavanoidlerin ve diğer maddelerin çıkartılması sürecinin patentli bir markası olmasına yüzde 50-60 proantosiyanidin içermesine rağmen çam kabuğunun faydaları ile eş anlamlı bir hale gelmiştir.Bu flavanoidler diğer meyve ve sebzelerde de mevuttur, fakat kabuk sap yaprak ve deriyi birçok insan yemediği için genellikle göz ardı edilir.
Dışarıdan da tabletler şeklinde dönem dönem takviye edilmesi vücut için faydalıdır.
İZOFLOVANLAR
Soya fasulyesi ve diğer baklagillerde bulunan bu fitobesinler flavonoidlerle akrabadırlar.Vücutta hormona bağlı ve diğer kanserlerin oluşumunu engellemeye yardım edebilecek hormona benzer bileşenler olan fitoöstrojenlere dönüşürler.Ayrıca toplam kolesterol seviyelerini düşürmeye ve yüksek kan trigliseridlerini azaltmaya yardımcı olduğu ve kalp krizine karşı koruma sağladığı görülmüştür.(Ayrıca menopoz dönemindeki kadınların sıcak basma şikayetlerini de önler.)En çok bilinen izoflavonlar genistein ve daidzeindir.
GENİSTEİN : Kanserli hücreleri besleyen yeni kan damarlarının oluşumunu bloke ederek kanserli tümörlerin yapılmasını önlemeye yardımcı olur.Göğüs ve prostat kanseri riskini azaltabilir.
En iyi gıda kaynakları : Genistein sadece soya sütü, tofu, miso ve tempeh gibi soya ürünlerinde bulunur.Eğer tofu ya da soya sevmiyorsanız, hap ve toz şeklinde desteklerinide bulabilirsiniz.
DAİDZEİN : Genistein ile birlikte çalışarak tümör büyümesini destekleyen enzimleri engeller.Göğüs kanseri hücrelerinin büyümesini harekete geçirebilecek kuvvetli östrojenlerin etkilerini kontrol etmede kadınlar için özellikle faydalı olabilir.Kan alkol seviyelerinin düşürülmesine ve içki sersemliğinin rahatlatılmasına yardımcı olur.
En iyi gıda kaynakları : Genistein gibi daidzein de soya ürünlerinde bulunur.Bir antioksidan olarak kanserle mücadele eden bir besin desteği bir soya protein içeceği ya da iki soya konsantre tableti(genistein ve diğer izoflavonları içeren) tavsiye edilir.Daidzein ayrıca doğuya özgü kudzu(japon sarmaşığı) bitkisinde bulunan içki sersemliğini önleyen ve alkol isteğini azaltan bir izoflovandır.Japon sarmaşığı destekleri kapsüller halinde mevcuttur.
ANTİOKSİDAN VİTAMİNLER
A VİTAMİNİ
Antioksidan olarak etki gösteren vitaminler A vitamini, C vitamini ve E vitaminidir.
Kuvvetli ve önemli bir serbest radikal temizleyicisi olarak A vitamini ve beta karotenin kanserojenleri yok ederek, kanserin birçok biçimini önlediği bulunmuştur.
C VİTAMİNİ
Suda çözünebilen bu vitamin, antioksşdanların en güçlüsü olarak adkandırılırçÇünkü vücuttaki diğer antioksidanları korur.Kansere neden olan nitrosaminlerin üretimini engeller, birçok çeşit kanserin riskini azaltır. hayati önem taşıyan bağışıklık hücrelerinin faaliyetini arttırır, LDL kolesterolünün tehlikeli oksitlenmesini önler ve kalp krizi riskini azaltır.
E VİTAMİNİ
Yağda çözünen bir serbest radikal savaşçısıdır.Hücre zarlarını ve diğer lipit içeren dokuları korur.
Kataraktı önlemeye, vücudun bağışıklık sistemini geliştirmeye, birçok çeşit kansere karşı korunmaya ve ölümcül kalp krizi riskinin belirgin olarak düşürülmesine yardımcı olur.
MİNERALLER
Bütün mineraller antioksidandır, fakat bazı vitaminlerin tersine tek bir tanesi bile vücut tarafından üretilemez ve hepsi yiyeceklerden elde edilmelidir.Minerallerin yardımı olmadan vitaminler işlev gösteremeyeceği ve asimile edilemeyeceği için vücuttaki uygun miktardaki varlıkları fazla vurgulanmış sayılmaz.Serbest radikal temizleyici başlıca mineraller Selenyum ve Çinkodur.
SELENYUM
E vitamini ile sinerjik çalışır.Yani ikisi bir ararada iken biri diğerinin etkinliğini arttırır.Öneli bir kanser önleyici olduğu ve özellikle radyasyon ve kimyasal kanserojenler tarafından neden olunan zarara karşı korumaya yardımcı olduğu bulunmuştur.Ayrıca enfeksiyona karşı artırılmış antikor tepkisini harekete geçirir, felce neden olabilecek kan pıhtılaşmalarını önlemeye yardım eder ve mafsal iltihabının ağrı ve derecesini düşürmeye yardım eder.
Ek olarak, erkeğin cinsel dürtüsünü artırdığı söylenir.
ÇİNKO
Yaygın soğuk algınlığına karşı kuvvetli bir savaşçı olarak özellikle yaşlı insanlarda bağışıklık sistemini geliştirdiği ve enfeksiyonla savaşan T hücresinin seviyesini artırdığı görülmüştür.
Ayrıca maküler dejenerasyonun neden olduğu görüş kaybını geciktirmeye yardım eder ve bunun yanı sıra prostatın büyümeini ve kansere sebep olmasını engeller.
ALLİUM SEBZELER
Allüum cinsinde 500 den fazla bitki vardır.Fakat antioksidan süper yıldızları sarımsak, soğan, taze soğan ve pırasadır.Bu sebzeler kuvvetli bir şekilde kanserle savaşma özelliklerine sahip oldukları kanıtlanan flavanoidler, C vitamini, Selenyum ve Sülfür bileşenleri içerir, özellikle hücrelerin kanserojenleri yok etmesine yardımcı olur.Ayrıca kolesterol ve tansiyonu düşürerek kan pıhtılaşmasını önleyerek kalp krizi ve felci önlemeye yardım eder.
Ek olarak enzim sistemlerinin zehirlerden arındırılmasına katkıda bulunarak karaciğere fayda sağlar, ayrıca alerji ve astımın önlenmesine de etkisi olabilir.
En iyi gıda kaynakları : Çiğ soğan ya da sarımsak yemenize gerek yok.Bu besinler pişirildikleri zaman bile antioksidan etkiye sahiptirler.
Eğer mide ekşimesi ya da kötü ağız kokusu istemiyorsanız kokusuz sarımsak kapsülleri bulunmaktadır.Maydanoz filizcikleri doğal nefes tazeleyicileridirler fakat maydanoz tohumu yağından yapılmış olan nefes tazeleyici kapsüller taşımak için daha kolaydır.
YABANMERSİNİ (BILBERRY)
Avrupalı çayüzümü olarak ta bilinen bu şifalı bitki kuvvetli bir antioksidandır.Kılcal damarları sağlam tuttuğu, katarakt, gece körlüğü ve diğer görüş sorunlarından koruduğu ve dolaşımı artırdığı bilinen anthocyanosidleri içerir.Ayrıca bakteri oluşumunu önleyebilir ve anti-iltihapsal özelliğinin yanı sıra antikanserojen etkilere sahip bir özellikte gösterdiği bilinmektedir.
En iyi gıda kaynakları : Bir besin desteği olarak yabanmersini , kapsül olarakta bulabilirsiniz.
KOENZİM Q10 (UBIKINON)
Bu antioksidan, besleyici her hücrede bulunur ve bedensel fonksiyonların etkin olarak yürütülmesi için gerekli enerjiyi sağlamada temeldir.Yaşlandıkça Coenzyme Q10 seviyeleri yaşla ilgili olan rahatsızlık ve hastalıklarla doğrudan ilişkili olabilecek şekilde düşüş gösterir.
Az yeme alışkanlığı, stres ve enfeksiyonda vücudun uygun miktarlarda üretmesini etkileyebilir.E vitaminin birçok antioksidan özelliğini paylaşarak enerjiyi artırdığı, kalp işlevini geliştirdiği,dişeti rahatsızlığını terse çevirmeye yardımcı olduğu ve bağışıklık sistemini geliştirdiği görülmüştür.
Ayrıca, National Institute of Neurological Disorders and Stroke (Ulusal nörolojik bozukluklar ve felç enstitüsü) NINDS tarafından kaynak sağlanan ve Ekim 2002 de Nöroloji arşivleri yayınında yer alan bir çalışma, CoQ10 un Parkinsonda kötüleşme oranını yavaşlatabileceğini öne sürmüştür.Daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır ancak bu bulgu çok heyecan vericidir.Çünkü Levadopa ve diğer ilaçlar hastalığın diğer semptomlarını hafifletebilse de mevcut tedavilerin hiçbirinin hastalığın seyrini yavaşlattığı gösterilmemiştir.Özellikle ilk çalışmalar, parkinsonlu hastaların mitokondrialarında CoQ10 düzeylerinin bozulduğunu gösterdiğinden araştırmacılar, CoQ10 un hücrelerde enerji üreten dinamolar oaln mitokondrianın fonksiyonunu geliştirerek çalıştığına inanıyor.
Kalp fonksiyonu bozulmuş birçok yaşlının enerji düzeylerinde hemen hemen anında bir fırlama görlmüştür.Anjin hastaları, CoQ10 un ağrıyı azaltma ya da yok etmede geleneksel ilaçlardan daha etkili olduğunu söylemişlerdir.Milyonlarca kişi tarafından yüksek kolesterolü kontrol etmek için kullanılan statin grubu ilaçlar, vücudun CoQ10 seviyelerini boşalttığından kalp hastalığı için ciddi bir risk faktörüdür.Diğer bir deyişle, bu milyonlarca kişi aslında riski artırıyor olabilir.Eğer statin grubu (Zocor, Pravocol) bir ilaç almanız gerekiyorsa CoQ10 almak doğru olur.
En iyi gıda kaynakları : Koenzim Q10, et tahıl sebze yumurta ve süt ürünlerinde bulunur.Ama saklama süresi, işleme ve pişirme yöntemleri tarafından dikkate değer bir şekilde etkisi azaltılır.Bir besin desteği olarak günde iki kez olmak üzere 30 mg lik kapsül alınabilir.
CRUCİFEROUS SEBZELER
Antioksidan yönünden zengin bu sebze grubu (brokoli, brüksel lahanası, lahana, kara lahana vs.) C vitamini ve diğer flavanoidlerle birlikte indoller ve sulforaphane olarak adlandırılan fitokimyasallar içerirler.İndoller tümörlerin büyümesini, özellikle göğüste destekleyen östrojenleri etkisiz hale getirir.Sulforaphanın kanserle mücadele eden enzimleri üreten hücreleri harekete geçirdiği bulunmuştur.
Cruciferous sebzelerdeki bu kuvvetli antioksidanların tamamının birleşiminin birçok kanser çeşidine karşı koruma sağladığı gösterilmiştir.
En iyi gıda kaynakları : Brokoli, kara lahana, karnabahar, brüksel lahanası, bok choy ve benzerleri gibi cruciferous sebzeleri, besinsel yararlarına rağmen birçok insanın favori yiyecekler listesinde yer almamaktadır.Bu sebzelerde bulunan birçok yararlı madde, besin desteği biçiminde elde edilir.Bir taze hap içmek size taze bir sebzedeki lifleri ve diğer besinleri sağlamayabilir, fakat bu sağlık faydalarının hepsinden vazgeçmekten daha iyidir.Karışık meyve ve brokoli içeren sebzelerin birleşimi olan bir besin desteğini yemekler arasında almanın harika bir seçenek olduğunu ve besinsel temelleri kapsadığını söyleyebilirim.
GİNKO BİLOBA
Bu kuvvetli antioksidan şifalıbitki en çok dolaşımı geliştirmesi ile bilinir.Kalbe ve vücudun diğer parçalarına daha fazla oksijen desteği sağlanarak zihinsel işlev gösterme ve konsantre olma yeteneğine yardım eder, kas ağrılarını yatıştırmada yardımcı olur ve güçsüzlüğü hafifletir.Aslında birçok insan bu bitkinin doğanın Viagrası olduğunu söylemektedir.Bunun yanısıra baş dönmesi ve tinnitus(kulak çınlaması) semptomlarını azaltır ve Alzheimer hastalığına yakalananlarda algılama ve sosyal işlevi geliştirebilir.Hücreleri serbest radikal hasardan koruması nedeniyle ayrıca yaşlanma sürecini yavaşlatmada ve kanseri önlemede de yardımcı olabilir.
Yeni çalışmalar ginkonun, makuler dejenerasyonun önlenmesinde ve tedavisinde yararlı olabileceğini göstermiştir.Ayrıca standart antidepresan tedavisine yanıt vermeyen kişilerde antidepresan olarak değerlidir.
Kaynakları : Ginko Biloba tablet yada kapsül formlarında mevcuttur.
Ginko Biloba kullanmadan önce bir doktora danışmak doğru olacaktır, çünkü tansiyon hastalarının düşük dozlarda alması ya da hiç almaması gerekebilir.
GLÜTASYON
Bu üç kat kuvvetli antioksidan karaciğerde üç aminoasitten üretilir.Sistein, glütamik asit ve glisin.Vücuttaki hücreleri ve organ dokularını korur ve kanseri, özellikle karaciğerde önlemeye yardımcı olur.
Glütasyon bir bağışıklık sistemi arttırıcısı, ağır metal ve ilaçların zehirlerini giderici olarak işlev gösterir ve ayrıca radyasyon zehirlenmesi ve sigara içimi, alkol kullanımının zarar verici etkilerine karşı koruma sağlayabilir.Ayrıca mafsal iltihabı ve alerjilerde iltihap önleyici tedavi olarakta kullanılır.
Gıda Kaynakları : Glütasyon meyve ve sebzelerde bulunur.Ancak pişirirken işlevi azalabilir.
Besin desteği olarak, günde bir ya da iki kez 50 mg lik kapsül şeklinde alınabilir.
Aminoasit metionin, glütasyonun tükenmesine karşı koruma sağlar, bu yüzden fasulye, yumurta, balık, sarımsak, mercimek, soya fasulyesi ve yoğurt gibi metionin içeren doğal gıda kaynakları kapsayan bir diyet iyi bir diyettir.
L sistein ve L metionin içeren bir aminoasit desteği almak da ayrıca vücudun kendi glütasyon üretimini arttırabilir.
LİPOİK ASİT
Serbest radikallere karşı emsalsiz bir savunucu olan ve sıkça evrensel antioksidan olarak adlandırılan lipoik asit, vücudun doğal olarak ürettiği vitamin benzeri bir maddedir.Özgül görevleri olan diğer dahili üretilen antioksidanların tersine lipoik asit ne yalnızca yağda çözünür ne de suda çözünür, vücuttaki diğer antioksidanların faaliyetini geliştirir.Örneğin: eğer E ve C vitamini antioksidan stokunuz düşükse, lipoik asit bunları geçici olarak doldurur.
Kan beyin bariyerini geçme özelliği ile darbeler nedeniyle beyinde oluşan negatif etkileri tersine çevirir.Lipoik asit ayrıca kan şekeri seviyelerini normale çevirmeye ve şeker hastalığının ciddi komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olur.
Kaynağı : Yaşlandıkça vücudumuz yeterli miktarda lipoik asit üretmeyi durdurur.Eğer 40 yaşın üzerindeyseniz, almanız iyi olur.Lipoik asit tabletler halinde piyasada mevcuttur.Hatta bazı antioksidan formüllerinin içinde de yer alır.
MELATONİN
Bu antioksidan hormonu, uyku sırasında beynin kozalaksı bezi tarafından üretilir ve vücudun normal ritmini sürdürmesine yardım eder.
Vücut saatimizi kontrol etmesi nedeniyle, uykusuzluk ve zaman farkından doğan uyku düzensizliğinin tedavisinde faydalıdır.Yaşlandıkça melatonin seviyelerimiz azalır.Besin destekleri bu yaşlanma sürecini yavaşlatırlar, özellikle Alzheimer hastalığı dahil birçok hastalığa neden olan beyin hücrelerinin oksitlenme hasarını önlemeye yardımcı olur.
Melatoninin ayrıca başağrısı vakalarını azalttığı ve kanserle mücadele eden, hücreleri aktive ederek bağışıklık işlevini artırdığı ve habis hücrelerin yayılmasını önlemeye yardım ettiği bulunmuştur.
Kaynakları : Melatonin; domateste bulunur ve bir hormon olmasına rağmen bir ilaç olarak değil bir besin desteği olarak satılır.Zaman farkından doğan uyku düzensizliği için varış uerinde uyuyacağınız zamandan yarım saat önce dil altında eriyen 1-3 mg melatonin alabilirsiniz.(doktorunuza danışın).
Muz melatonin üretimini arttırır.
Aspirin melatonin seviyesini azaltır.
Beyinde melatonin üretimine müdahale eden ilaçlar: Valium ve Zanax gibi benzodiazepinler , kafein, alkol, soğuk algınlığı ilaçları, diüretikler, beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri, diyet hapları ve prednisone gibi kortikosteroidlerdir.
ÖNEMLİ : Melatonin sizi uykulu bir hale sokabilir ve uyku zamanında alınmalıdır.Kullanım sonrası araç sürmeyiniz.Başka hastalığınız varsa , hamileyseniz, hormon replasman tedavisi görüyorsanız, menopozdaysanız, şeker hastası iseniz, mutlaka doktora danışın.Melatonin bağışıklık sistemini aşırı uyarır.
SÜPEROKSİT DİSMUTAZ
Hücreleri yeniden canlandırarak ve hücrelerin yok olma oranını azaltarak, özellikle cilt dokusu üzerinde çalışan ve kuvvetli bir antioksidan etki gösteren bir enzimdir.Aslında SOD enjeksiyonlarının, cildin serteşmesine neden olan sclerodermanın tedavisine yardımcı olduğu görülmüştür.
SOD vücudun temel çinko, bakır ve manganezi kullanmasına yardım eder.Fakat eğer bu mineraller tedarik edilmezse etkisiz duruma gelebilir.Yaşlandıkça vücutlarımız daha az SOD üretir.Bu nedenle eksikliğini giderme, bütün düzeylerde kırışıklığı önleme ve yaşlanma sürecini geciktirmede önemli bir faktör olduğunu kanıtlayabilir.
Gıda kaynakları : SOD un en iyi doğal kaynakları, arpa çimi, brokoli, Brüksel lahanası, lahana, buğday çimidir.SOD midede yok edilir, bu nedenle enzimin mideden geçiş yaparak ince bağırsağa ulaşması ve emilmesi için besin destekleri enterik olarak kaplanmalıdır.Anti aging rejimin bir parçası olarak kullanabilirsiniz.
Kaynak : www.saglikbankam.com
Haberler